6 Kasım 2016 Pazar

Paris'te 6 gün - Paris'e gidiş

Herkese merhaba,

Balayımızı yapmak üzere çıktığımız Paris yolculuğumuzda tecrübe ettiğimiz tüm zorlukları ve yaşadıklarımızı Paris'e seyahat yapacak olanlara yardımcı olabilmesi temennisiyle yazmaya başladık.
Umarız bu yazı bizim gibi herhangi bir acentayla gitmeyip kendi başına yaban ellere gidecek olanlara fikir verir.

Öncelikle yolculuk planımız şöyleydi:

Pazartesi 11.15 İstanbul Atatürk Havaalanı'ndan Paris Charles De Gaulle Havaalanı'nına gidiş
Ve bir sonraki Cumartesi 15.00 Paris Charles De Gaulle Havaalanı'ndan İstanbul Atatürk Havaalanı'na dönüş.

Havaalanında dikkat etmeniz gerekenler için bir önceki yazımıza göz atabilirsiniz. Gidiş işlemlerini hızla geçecek olursak, indiğimiz havaalanını biraz tarif edeyim; Bir ana bina ve bununa bağlı küçük dairesel binacıklardan oluşuyor. Bu şekilde daha çok uçağa aynı anda hizmet verebilen kapasitesi yüksek bir havaalanı Charles De Gaulle. Gariptir ki girişimiz sırasında herhangi bir Freeshop tabelası dahi görmedik, direk vize kontrolü ve bagaj alımı. Burda ufak bir not düşmek istiyorum, dönüşümüzde de bu küçük binacıklardan birindeydi ve Freeshop vardı ama girişte ya biz göremedik yada bir geçiş vardı biz kaçırdık bunu bilemiyorum ama eğer freeshop'a uğrama niyetiniz varsa gözünüzü açık tutun yada bir görevliye sormayı unutmayın.

Bagajınızı aldıktan sonra etrafta bolca bulunan Fransız görevlilere istasyona nasıl gidebileceğinizi sorabilirsiniz. Hepsi yardım için zaten dört göz bekliyorlar, 1 dk içinde 10 kişiye aynı nezaketle cevap veriyorlar, tebriklerimizi iletiyoruz bu nedenle.

İstasyonda yine yardım isteyebileceğiniz danışma noktaları var. Şehir içine giden bizdeki karatrenden hallice trenleri var. Bunların biletlerini ister gişeden ister makinadan €10'a alabilirsiniz. Eğer kafanızda soracağınız bir soru var ve "aman gişe sırasına gireyim, gişe görevlisine sorar öyle alırım" diye düşünürseniz boşuna sıra beklemekten başka birşey yapmamış olursunuz. Zira gişe görevlisi sadece bilet satıyor, sorular için "danışma orda ben bilmem" diyor. Özetle soracağınız ne varsa danışmaya sorun, hangi bileti alacağınıza kesin karar verdikten sonra gişeye gidin. Bu arada danışma size almanız gereken bileti söylerken hangi kısımdan trene bineceğinizi de anlatıyor. Bu kısım önemli çünkü trenin 3 mesafesi var. Aynı hat isminde ama 1, 2, 3 şeklinde ayrımlanmış 3 tren bulunuyor. Bu aslında Parise gidişte çok önemli de değil çünkü metro ağı o kadar iyi ki hiçbirşekilde ortada kalmazsınız. ama Paristen dönüşte terminal 1'den binecekseniz hat3'e binerseniz ciddi bir yol yürümek yada tekrar trene binmek zorunda kalırsınız, ki bu size en önemlisi zamana mal olur. Bu yüzden dikkatle danışma görevlisini dinleyin, anlamazsanız bir daha sorun.

Biletlerinizi alıp trene bindiniz. yaklaşık 45 dk'lık bir yolculuk sizi bekliyor. Biletlerinizi atmayın çünkü çıkış turnikesinde ihtiyacınız olacak. Trenin son durağı bir metro istasyonuna bağlanıyor. Eğer metroyu kullanmaya devam edecekseniz yeni metro bileti almanız gerekli. Çünkü havaalanından aldığınız biletler sadece karatren için geçerli, tek binişlik. €20'muza veda ettikten sonra yeni metro biletimizle yolumuza devam ediyoruz. Henüz tam olarak anlayamadığım bir süre aktarma için kullanılabiliyor (sanıyorum ki yarım saat) sonrasında çöp oluyor. Yani aktarmanızı 30dk'dan daha kısa sürede yapacaksanız biletinizi atmayın. Burada yine bilgi vermem lazım. Tek binişlik bilet €1.8 ama 10lu alırsanız €14 fiyatı bu nedenle 10lu almak mantıklı, hatta şöyle söyleyeyim, biz çoğu yeri yürüyerek gezmemize rağmen 2 kez 10lu bilet satın aldık. Ama şöylede birşey var, çok alarım sonra iade ederim demeyin, çünkü biletler iade edilemiyor. Bizim otelimiz Hotel Dé'Ville'e çok yakındı bu nedenle 1 tren 2metro hattı yaparak ulaşımızı sağladık.



Sevgili okurlarımız sizle önemli olduğunu düşündüğümüz ve uyguladığımız bir sistemi paylaşmak isteriz, offline harita uygulamaları. Bizim kullandığımız telefonumuzun yetersizliğine rağmen bizi rahatlattı. Gideceğimiz yeri yazıp arattığımızda oraya gitmek için hangi metro hatlarını kullanmamız gerektiği, nereden bineceğimiz ve hat değiştireceğimiz açıkça belirtiliyordu. Ama telefonumuz ne zaman otomatik kilide geçse aramayı tekrar yapmamız gerekiyordu ve metro yerimizi tam belirleyemediği için bizi üzüyordu. Bunun birazda telefonla alakası olduğundan gözardı edebilirsiniz ama yinede ekran görüntüsü almak faydalı olacaktır, çünkü metro durak isimleri hiç de yazıldığı gibi gelmiyor kulağa. Gözünüze güvenin ve durağa geldiğinizde durak ismini okuyun.

Otelle ilgili düşüncelerimizi ve lokasyon yorumlarını burada uzatacak değiliz. Bunun için diğer yazımıza bakabilirsiniz. Bizde burda gezmece anlatmaya devam edelim.

11'de bindiğimiz uçaktan otele varmamız (sıfır keyfi vakit kaybı, buna dikkat) 16.30 falandı. Aynı günün sabahında İstanbul'da pişerken Paris'te donduk (13 Eylül) . Hemen gidip bana (Ezgi) mont almak durumunda kaldık, çünkü sevgili eşim "bu montu da valize atayım mı?" dediğimde o çok kalın ne yapacaksın onu demişti. Ve o kalın monttan bir tık daha kalınını almak zorunda kaldık.

Bu yazıyı burada kesmek istiyorum çünkü aklıma yazacak o kadar çok şey geliyorki! Alışverişi merak edenler, Pariste gezerken uygun fiyatlı gezmek isteyenler, Tax Refund yapmak isteyenler diğer yazımıza göz atabilirler.

a suivre...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder